Type Here to Get Search Results !

HİKAYE | hayaller ve sinekler





büyük emeklerle düzenlediğin çekmeceler en sonunda dağılıyor, çok severek aldığın ayakkabıları gün geliyor kapının önüne atıyorsun ve sinekler ışıklar kapandığında lambayı terk ediyor. engel olamıyorsun.

kalabalık caddede vitrin camlarından kendileriyle göz göze gelen insanlar arasından ilerliyorum. nereye gideceğimi bilmeden yürümek göğüs kafesime kuş tüyü hafifliğinde huzur baloncukları zerk ediyor. caddedeki herkes yavaşça kayboluyor, kırık kaldırım taşlarının arasında kaybolmaya yüz tutmuş kara yosunları gibi çöküyorum. sigara yok. izmaritlerin birbirleriyle konuşmasını dinliyorum.

-seninki de tam sömürmüş. utanmasa kemire kemire bitirirdi seni.

-zam geldi zam. sigaraya gelen zam dertleri de doğrusal olarak arttırıyor devrem.

-o şekilde biz de sömürülüyoruz diyorsun yani.

-yani. olan bize oluyor. zenginin sigarası her daim keyif sigarası.

-bize kalan dert keder.

“birader çekilecek misin kapının önünden?” kalkıyorum. pardon mahiyetinde elimi yavaşça kaldırıp uzaklaşma kararı alıyorum. into the wild izledikten sonra çatalcaya gidip dedesinin arsasına çadır atarak yaşayan lise aşkım ceren üniversite sınavında dereceye girmiş. sen neye girdin diyor yanımdan geçen sivrisinek kahkahalar atarak. depresyona girdim kan emicilerden. telefonumu çıkartıp sekiz kere üst üste tuş kilidini açıp kapatıyorum. mesaj yok. cevapsız arama yok. şarjım var, elhamdulillah. şarj hep var. hiç bitmiyor amına koduğumun şarjı diyip cebime atıyorum telefonu. hiç bitmiyor. 

köşeyi döndükten sonra parkın içine giriyorum. baharın habercisi cemre en son nereye düştüydü? çiçeklenmiş ağaçlar cennet havası estiriyor. tinerciler bahar kokulu esanslarını yüklenmiş, bir liram yok. allah razı olsun. merdivenleri çıkmaya devam ediyorum. dokuz, on, on bir… yalanlar söylüyorum. hikayeler düzüyorum, yapmacık maskelerimi takınıp günlerimi tüketiyorum. kaybolmaya yüz tutmuş alfabeler öğrenmek istiyorum. çok şey öğrenmek istiyorum. öğrenemiyorum. birinci tekil şahıs. sıkıntı.

-hayır, zaten öyle olsa da onun dediği mantıklı olmuyor ki.

-hep aynı. hep. hep öyle konuşuyor zaten boşver hep hep.

-ya ben umursamıyorum zaten öyle dediğime bakma. salak salak konuşuyor yani nerde görmüş

-boşver işte. zat-pardon özür dilerim.

problem değil hanfendi. problem değil. içimden konuşuyorum. perdeyle cam arasında sıkışıp kalmış bir kara sinek kadar huzursuz ve serkeş hissediyorum. camı açacak kişiyi beklerken hırpalıyorum kendimi. nash dengesi gibi mutsuzluk hayatımızın her yanında var lakin herhangi bir formülü yok. 

çayımı yudumlarken kafamı kaldırıp pencereye doğru bakıyorum. kalkıyorum, camı açıyorum. debelenen sinek gökyüzünü mesken tutuyor. uçurtma uçuran çocukların kahkahaları odaya doluyor. oluru yok.

oluru yok.


-MUSTAFA İSPA

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Yorum yapmayı unutmayın.